İhale Mevzuatı Akademisi-Public Procurement Academy

In the second piece of this article series, I will discuss the extent of Turkish public procurement markets openness to foreign competition. According to the official statistics of the PPA, the total value of public procurement conducted through tenders within the scope of the PPL was 128.2 billion TL(approximately 41 billion USD) in year 2015. The rest of the 140 billion TL (approximately 45 billion USD) mentioned yesterday is composed of procurement according to exemption clauses of the PPL and direct procurement clauses of the PPL, for which there is not much data available to conduct analyses in this regard. Of the 128.2 billion TL total, 30,5% in terms of contract value (39,2 billion TL) was below thresholds , and 69,5% (89 billion TL) was above thresholds . In terms of the number of tenders, 88,4% (82.078) were below thresholds and 10.795 (11,6%) were above thresholds. This means that contracting entities had the discretion to close the tender to foreign competition only at 30,5...

Turkey has a large public procurement market. According to the 2015 public procurement statistics of the Public Procurement Authority (PPA) the total size of public procurement market in Turkey was more than 140 billion TL (approximately 45 billion USD). The main regulatory piece for public procurement is the Public Procurement Law No. 4734 that entered into force on 1 January 2003. PPA is the regulatory and supervisory agency in charge of public procurement market. Even though some centralized agencies do exist, such as the State Supply Office which procures nearly 1 billion USD worth of commonly used goods such as stationary, furniture and computers, public procurement is decentralized among 12.200 procuring units. This covers central government, local government, state economic enterprises and public foundations. Is Turkey’s public procurement market open to competition of foreign companies? We can say partially yes and partially no. First let me begin by the definition of what ...

Bir önceki yazımızda kamu ihale mevzuatı çerçevesinde tıbbi sarf malzemesi alımlarında numune değerlendirmesi ile ilgili mevzuat düzenlemeleri ve KİK’in bu hususta yapılan itirazen şikayet başvurularındaki yaklaşımını ele almıştık. Bu yazımızda KİK’in “ numune benim dosya üzerinden değerlendirme yapabileceğim bir konu değil ” gerekçesiyle itirazen şikayet başvurularını idare lehinde sonuçlandırma yaklaşımına ilişkin olarak idare mahkemeleri ve Danıştay’ın bakışını ele alacak ve olması gerekenin ne olduğu ile ilgili bir değerlendirme yapacağım. Öncelikli olarak idare mahkemelerinin yaklaşımıyla başlayalım. Bilindiği üzere KİK tarafından alınan kararlar Ankara idare mahkemelerinde dava konusu edilebiliyor. Ankara’da toplam 18 adet idare mahkemesi var. Her bir idare mahkemesi içerisinde de 5-10 idari hakim bulunuyor. İdare mahkemeleri kendilerine gelen bir dosyada başkan dahil 3 üyeden oluşan farklı heyet kombinasyonları yaparak karar veriyorlar. Bu sebeplerden dolayı her dosyada her i...

Tıbbi sarf malzemesi ihaleleri muhtemelen Türkiye’de kamu mal alım ihalelerinde toplamda gerek sayı gerekse de parasal büyüklük olarak en önde gelen ihaleler arasında geliyor. Tıbbi malzemeler ameliyat ipliklerinden, enjektörlere, sargı bezlerinden, makaslara on binlerce çeşitten oluşuyor. Tıbbi sarf malzemeleri ağırlıklı olarak Sağlık Bakanlığı’na bağlı kamu hastane birlikleri ve kamu hastaneleri ile üniversite hastaneleri tarafından alınıyor. Bu malzemelerin hastanelerde tedavi gören hastaların iyileşebilmeleri için ne kadar hayati bir önemi haiz olduğu yadsınamaz bir gerçek. Bu nedenle alım yapan idarelerin bu malzemeleri zamanında, uygun fiyata ve uygun kalitede alabilmeleri çok önemli. Peki, bunu gerçekleştirmek öyle göründüğü gibi kolay mı? Bu makalede bu alanda yapılan ihalelerdeki önemli bir sorun olan numune değerlendirmesini ele alacağım. 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu 10’uncu maddede numune ihalelerde yeterlik kriterlerinden birisi olarak zikrediliyor. Bu hükme paralel olar...

Turkey has been exposed to a fatal and terrible coup attempt on 15th of July, 2016. The Turkish people have opposed to this attempt fiercely and prevented the seizure of government by a junta within the Turkish Army. Just after this attempt, on July 20th,the Turkish Government declared a state of emergency (SoE) for 3 months in order to fight the FETO/PDY terrorist organization and root out those civil servants from the state who are allegedly linked to this structure. The SoE has been extended twice for 3 months, last one in January 2017. The SoE now Turkey is in is characterized mainly by decree laws that included lists of thousands of people (nearly 95.000) who have been sacked from civil service due to allegations of links with terrorist organizations. In this process many innocent people also lost their civil service jobs with these allegations. Recently, the Turkish Government established a special commission charged with review of complaints from those who said they had been ...

25 Ocak 2017 kamu ihale mevzuatı değişikliklerini irdelediğim yazı serimin sonuncusunda bugün yapım işleri ihalelerine ilişkin yapılan değişiklikleri ele alacağım. Yapım  işi ihaleleriyle ilgili en önemli değişiklikler, yurt dışında kamu veya özel sektörde gerçekleştirilen işlerle ilgili iş deneyiminin belgelendirilmesiyle alakalı. Burada yurt dışında iş deneyimi olan müteahhitleri rahatlatacak çok önemli değişiklikler hayata geçiyor. Bunlardan ilki, yurt dışında yapım işi gerçekleştiren yerli müteahhitlere o ülkedeki konsolosluklarımızda bulunan ticaret ataşelikleri/müşavirlikleri tarafından iş bitirme belgesi düzenlenmesi. Bu belge düzenleme yetkisi sadece bitmiş işlerle sınırlı. Bu değişiklik şüphesiz yurt dışında deneyim sahibi müteahhitlerimizi kırtasiyecilikten ve tasdik-tercüme-noter sarmalında onay işlemlerinde yapılan hatalardan kaynaklı ihale dışı bırakılmalardan önemli ölçüde kurtaracaktır. Tabi, bu belge için yapılacak başvurularda da bir takım şekil ve belge şart...

25 Ocak 2017 kamu ihale mevzuatı değişikliklerini irdelemeye bugün de hizmet alımları ile devam edeceğim. Hizmet alım ihalelerinde, ihale süreçlerinin belki de en önemli parametresi olan yaklaşık maliyeti etkileyen önemli bir değişiklik yapıldı. Buna göre artık yaklaşık maliyet hesabında dikkate alınacak yüklenici karı, genel toplam tutar üzerinden maksimum %7 olarak belirlenmiştir. Bu durum yaklaşık maliyet ve teklif bedelleri arasındaki makası azaltacak ve personel çalıştırılmasına dayalı olan ihaleler dışındaki aşırı düşük teklif sınır değerini düşürecektir. Tabi ortalamada idarelerin dikkate aldığı yüklenici karı yüzdesi önceki oran olan %20'den fiili olarak çok daha düşükse bu değişikliğin etkisi minimum düzeyde de olabilir. Bilindiği üzere hizmet alım ihalelerinde yaklaşık maliyet eşik değerin üzerinde ise ekonomik ve mali yeterlik belgelerinin istenmesi zorunlu idi. Yönetmelikte yapılan değişiklikle artık bankalardan temin edilecek belgelerin (banka referans mektubu...

Bugünkü yazımızda 25 Ocak 2017 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan ihale mevzuatı değişikliklerinden mal alımı ihalelerine yönelik olanları irdeleyeceğiz. Mal alımı ihaleleriyle ilgili en önemli değişiklik şüphesiz aşırı düşük tekliflerle ilgili. Şimdiye kadar KİK mal alımı ihalelerinde aşırı düşük teklif sorgulaması uygulamasına yönelik olarak 4734 sayılı Kamu İhale Kanun'unun 38'inci maddesi metni ötesinde bir düzenleme yapmamıştı. Bu düzenleme ile artık yaklaşık maliyeti eşik değerin dört katına kadar olan ihalelerde (ilgisine göre 2017 yılı için kabaca YM<=4,3 milyon TL veya 7,2 milyon TL) aşırı düşük sorgulaması yapılmayacağı kuralı getirildi. Yaklaşık maliyeti eşik değerin dört katından fazla olanlarda ise idare ya sorgulama yapmayacak ya da yapacak. Buna ilişkin tercihini idari şartnamenin ilgili maddesinde belirtecek. Eğer sorgulama yapılırsa da açıklama yöntemi hizmet alım ihalelerindeki gibi olacak. Bu açıklama için de asgari 3 iş günü süre verilecek. ...